Günlük sosyal medya paylaşımları ile bu haftalık yazılarınızı fırsatım oldukça okuyorum. İnsanlara bir şey katmaya olan çabanızı da ayrıca çok değerli buluyorum. Eline emeğine sağlık İbrahim BABADAĞ. Selamlar
Aylaklık; güçsüzlerin ve sanatçıların "içine düştükleri" açması bir hâl, kötü bir huy ve büyük bir ayıp oldu. Cümlesindeki "açması bir hal" sanırsam galiba "acınası bir hal" şeklinde olacak. Syg
22 yaşında babamı kaybettiğimden beri askerlik zamanlarım hariç (Aslında orda bile insanlara okuma yazmayı ve bilgisayarda Lotus kullanmayı öğretmiştim) emekli olmama rağmen çalışmaya devam ediyorum. Bence bu ülkeyi seven her bireyin çalışmaya, katma değer yaratmaya devam etmesi lazım. Tabii Sağlık problemi yaşamadığı sürece...
Ben bu coğrafyada aylaklık edecek zamanımız olmadığı kanaatindeyim.
Yazı için elinize sağlık, sizi özlemişim, yolunuz daima açık olsun...
Ertesi günümün tamamının planını önceki günden yapma alışkanlığım, İstanbul'da yaşadığım uzun iş hayatından kalma alışkanlık ve hala böyle yapıyorum Başkan, üstelik hafta sonu dahil, (ancak hafta sonlarında genellikle sosyal faaliyetleri planlıyorum.) Yazındaki aylaklığı hiç yapamadım, durup ayaklarımı uzatıp boş boş tv seyrettiğimi hiç hatırlamıyorum mesela, ama bundan hiç şikayetçi de olmadım açıkçası. Kafa resetlemek için farklı yöntemlerim var, ama aylaklık yok bunların içinde. Kitap fuarına uğrayıp kitabını imzalatmayı ve tanışmayı çok isterdim, ancak o güne daha önceden yapılmış farklı planım olduğundan katılıp elini sıkamayacağım için üzüldüm. Her zaman ki gibi yazını beğendim. Emeğine sağlık...
Gerçekten de ; biz mi hayatın peşinden koşuyoruz, yoksa hayat mı bizim peşimizden koşuyor anlayamıyor insan. Okurken Hanım'ın şu sözü aklımın duvarlarına çarpıyordu, " sana 24 saat daha olsa yetmeyecek " . Gerçekten de bir 24 saat daha lazım bize.
Paylaşımınız sanki bir yazı değilde, bize hediye edilmiş bir boy aynası gibi hocam. İçimize ayna tuttunuz ve hasret kaldıklarımızdan bir gerçeğimizi önümüze koydunuz, teşekkürler . Yalnız en önemli şey de şu ki ; bütün harfler sanki yüreğinizde hemhal olduktan sonra çıkmış. Şöyle ki, " iki satır karalayayım da adet yerini bulsun " gibi bir savuşturma hamlesi değil , çayı demleyip bizleri davet etmişsiniz gibi hissettim. Teşekkürler
Tam olarak öyle hissediyorum ve öyle hissettirmek istiyorum. Öyle de hissettirmişim :) Ne mutlu bana, inşallah gerçekten de oturur birer çay eşliğinde sohbet ederiz. Selamlar.
iş yerinde çalışırken hep emekli olup aylaklık yapmayı arzu ediyordum. ve çok şükür onada kavuştum :) şaka bir yana insanların gerektiğinde aylaklıkta yapmaya hakkı var çalış çalış nereye kadar. emeğinize sağlık.
not: bu hafta mailin gelmedi bilgin olsun kendim geldim :)
Elinize sağlık hocam aslında bu konu bir süredir benim de kafamı meşgul ediyor. Daha 20 yaşında bir üniversite öğrencisi olduğumu hatırlayınca, bu kadar erken yaşta böyle düşüncelerle boğuşmak beni üzüyor. Hayatın bu kadar hızla akıp gittiği bir dönemde, kendime zaman ayırmanın da bir ihtiyaç olduğunu anlamam gerekiyor. Yine de, dengeyi kurabilmek, hem hedeflerime ulaşmak hem de biraz rahatlayabilmek için önemli bir mesele haline geliyor..
Hocam eline koluna sağlık. Eski Kölelerin “aylaklık” statüsü kazanma şansı sıfıra yakınken, günümüz kölelerinin finansal piyasalar ve doğru tercihler ile “aylaklık” statüsüne ulaşmaları mümkün. …And this is what “Borsanın İzninden” is all about…
Ağzınıza sağlık teşekkürler sevgiler saygılar İbrahim hocam bence çalışma uyuma saatleri gibi aylaklık içinde günlük olmuyorsa en azından haftada bir vakit ayırmak gerekli sonra tükenmişlik sendromuna dönüyor.bilginize.
Ellinize emeğinize sağlık hocam, çok önemli bir konuya değinmişsiniz.
Buradaki dengenin nasıl sağlanacağı herkesin kendini tanıyıp, durumun farkında olup üzerine gitmesi gereken bir konu. Herkes nasıl iyi hissediyorda o şekilde aylaklik yapmalı ve aylaklık yaptığı sürede iş vb konulardan olabildiğince uzak kalmayı başarabilmeli diye düşünüyorum.
Günlük sosyal medya paylaşımları ile bu haftalık yazılarınızı fırsatım oldukça okuyorum. İnsanlara bir şey katmaya olan çabanızı da ayrıca çok değerli buluyorum. Eline emeğine sağlık İbrahim BABADAĞ. Selamlar
Teşekkürler :)
Öncelikle ellerine sağlık. Müzik içerikli bir AA çok daha güzel..
Çok güzel haberler vermişsin kendinden, nazar değmesin!
Bir de konu çok iyi.
Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim;
Aylaklık makul ölçüde bir İHTİYAÇTIR :):)
Kesinlikle :)
Başkan aylaklık hepimizin içinde bir ukde olsa gerek. Emeğine sağlık.
Keyif alarak okudum. Ufak bir rötuş;
Aylaklık; güçsüzlerin ve sanatçıların "içine düştükleri" açması bir hâl, kötü bir huy ve büyük bir ayıp oldu. Cümlesindeki "açması bir hal" sanırsam galiba "acınası bir hal" şeklinde olacak. Syg
Çok doğru, orada bir hata olmuş. Teşekkürler :)
22 yaşında babamı kaybettiğimden beri askerlik zamanlarım hariç (Aslında orda bile insanlara okuma yazmayı ve bilgisayarda Lotus kullanmayı öğretmiştim) emekli olmama rağmen çalışmaya devam ediyorum. Bence bu ülkeyi seven her bireyin çalışmaya, katma değer yaratmaya devam etmesi lazım. Tabii Sağlık problemi yaşamadığı sürece...
Ben bu coğrafyada aylaklık edecek zamanımız olmadığı kanaatindeyim.
Yazı için elinize sağlık, sizi özlemişim, yolunuz daima açık olsun...
Çok teşekkür ederim. Arayı kapatmak için ülkece çok daha fazla çalışmamız lazım ama bunun bilincinden de gün geçtikçe uzaklaşıyoruz.
Ertesi günümün tamamının planını önceki günden yapma alışkanlığım, İstanbul'da yaşadığım uzun iş hayatından kalma alışkanlık ve hala böyle yapıyorum Başkan, üstelik hafta sonu dahil, (ancak hafta sonlarında genellikle sosyal faaliyetleri planlıyorum.) Yazındaki aylaklığı hiç yapamadım, durup ayaklarımı uzatıp boş boş tv seyrettiğimi hiç hatırlamıyorum mesela, ama bundan hiç şikayetçi de olmadım açıkçası. Kafa resetlemek için farklı yöntemlerim var, ama aylaklık yok bunların içinde. Kitap fuarına uğrayıp kitabını imzalatmayı ve tanışmayı çok isterdim, ancak o güne daha önceden yapılmış farklı planım olduğundan katılıp elini sıkamayacağım için üzüldüm. Her zaman ki gibi yazını beğendim. Emeğine sağlık...
Çok teşekkür ederim, bir sonraki fuara mutlaka bekliyorum, tanışalım, ayak üstü de olsa sohbet edelim.
Gerçekten de ; biz mi hayatın peşinden koşuyoruz, yoksa hayat mı bizim peşimizden koşuyor anlayamıyor insan. Okurken Hanım'ın şu sözü aklımın duvarlarına çarpıyordu, " sana 24 saat daha olsa yetmeyecek " . Gerçekten de bir 24 saat daha lazım bize.
Paylaşımınız sanki bir yazı değilde, bize hediye edilmiş bir boy aynası gibi hocam. İçimize ayna tuttunuz ve hasret kaldıklarımızdan bir gerçeğimizi önümüze koydunuz, teşekkürler . Yalnız en önemli şey de şu ki ; bütün harfler sanki yüreğinizde hemhal olduktan sonra çıkmış. Şöyle ki, " iki satır karalayayım da adet yerini bulsun " gibi bir savuşturma hamlesi değil , çayı demleyip bizleri davet etmişsiniz gibi hissettim. Teşekkürler
Tam olarak öyle hissediyorum ve öyle hissettirmek istiyorum. Öyle de hissettirmişim :) Ne mutlu bana, inşallah gerçekten de oturur birer çay eşliğinde sohbet ederiz. Selamlar.
Çalışmak, koşuşturmak arasında aylaklık kesinlikle haktır.
Bence de.
iş yerinde çalışırken hep emekli olup aylaklık yapmayı arzu ediyordum. ve çok şükür onada kavuştum :) şaka bir yana insanların gerektiğinde aylaklıkta yapmaya hakkı var çalış çalış nereye kadar. emeğinize sağlık.
not: bu hafta mailin gelmedi bilgin olsun kendim geldim :)
aa niye gelmedi?
hatırlarsan daha önce de bir kez olmuştu bilemiyorum neden oldu.
Elinize sağlık hocam aslında bu konu bir süredir benim de kafamı meşgul ediyor. Daha 20 yaşında bir üniversite öğrencisi olduğumu hatırlayınca, bu kadar erken yaşta böyle düşüncelerle boğuşmak beni üzüyor. Hayatın bu kadar hızla akıp gittiği bir dönemde, kendime zaman ayırmanın da bir ihtiyaç olduğunu anlamam gerekiyor. Yine de, dengeyi kurabilmek, hem hedeflerime ulaşmak hem de biraz rahatlayabilmek için önemli bir mesele haline geliyor..
20 yaş erken Görkem, daha aylaklık yapma, aklına bile getirme haha :)
Hocam eline koluna sağlık. Eski Kölelerin “aylaklık” statüsü kazanma şansı sıfıra yakınken, günümüz kölelerinin finansal piyasalar ve doğru tercihler ile “aylaklık” statüsüne ulaşmaları mümkün. …And this is what “Borsanın İzninden” is all about…
Aynen öyle :)
Teşekkür ederim İbrahim bey. Güzel bir konuya değişmişsiniz. Tebrikler...
Ben teşekkür ederim.
Ağzınıza sağlık teşekkürler sevgiler saygılar İbrahim hocam bence çalışma uyuma saatleri gibi aylaklık içinde günlük olmuyorsa en azından haftada bir vakit ayırmak gerekli sonra tükenmişlik sendromuna dönüyor.bilginize.
Bilmem mi, az tükenmedik geçmişte :)
Ellinize emeğinize sağlık hocam, çok önemli bir konuya değinmişsiniz.
Buradaki dengenin nasıl sağlanacağı herkesin kendini tanıyıp, durumun farkında olup üzerine gitmesi gereken bir konu. Herkes nasıl iyi hissediyorda o şekilde aylaklik yapmalı ve aylaklık yaptığı sürede iş vb konulardan olabildiğince uzak kalmayı başarabilmeli diye düşünüyorum.
Onun da dengesi çok zor, insan aylaklığa başlayınca iyice o tarafa doğru da kayabiliyor. Üzerinde biraz çalışmak lazım.
Yüreğinize sağlık hocam
teşekkürler
Teşekkürler hocam, ellerinize sağlık.
ben teşekkür ederim.